Konferansın açış konuşmasını yapan Kayseri Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Mehmet İlhan Şahin, sağlık çalışanlarına yönelik yapılan şiddetin bütün sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonunu etkilediğini söyledi. Konferansta Doktor Başkan Memduh Büyükkılıç da konuştu. Başkan Büyükkılıç, bu tür eğitim faaliyetleri ile şiddetin aşağılara çekilebileceğini belirtti.
Kayseri Eczacılar Odası Başkanı Uğur Nuri Akın da bu tür organizasyonların önemli olduğunu söyledi. Akın, "Bir sonraki konferansta da sağlıkta hoşgörüyü konuşuruz" dedi.
Kayseri Devlet Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. İsmail Altıntop da tıp fakültelerinde iletişim derslerinin olması gerektiğini belirterek, toplantının önemli olduğunun altını çizdi. Kayseri Baro Başkanı Ali Köse’de şiddetin önlenmesi konusunda baro avukatları olarak üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını belirtti.
“SORUN VARSA ÇÖZÜM DE VARDIR”
İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Ali Ramazan Benli de sağlıkta yaşanan şiddetin nedenlerinden bahsetti. Benli, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet uygulayanların bir sonraki hastaneye gidişlerinde karakoldan izin alınması için çalışma yapılmasını istedi.
Benli, "Sistemlere baktığımızda evrensel olarak 'sağlık koruyuculuğu' adı altında bir sistem var. Bu kavram, herkese lazım olan sağlık hizmetine finansal sıkıntıya maruz kalmadan ulaşabilmesidir. Burada ana hedef 3 tanedir. Gelişmiş sağlık durumu, finansal sürdürebilirlik ve vatandaş memnuniyeti. 3 tane de ara gaye vardır. Onlar da etkin ve verimli sağlık hizmeti ile kaliteli ve adil sağlık hizmetine erişimdir. Sorun varsa çözüm de vardır. Çözümü ortaya koyabilmek için öncelikle sorunu doğru tanımlamalıyız. Problemi tanıdıktan sonra kök analizlerine inmeliyiz. Kök analizlerinde politika oluşturmalıyız, karar vermeliyiz, uygulamalıyız ve sonucu değerlendirmeliyiz. Yüzde kaçını çözmüşüz, sonra da yeniden değerlendirmeliyiz." dedi.
“KARAR ALMAK YETMİYOR”
Benli, "Burada problemi çözerken, çözüm ülke şartlarına uygun olmalı ve değişimin halk tarafından benimsenmesi gerekiyor. Eğer siz halk tarafından benimsenmeyen bir değişim gerçekleştirirseniz, bu kadük kalıyor ve geri adım atmak zorunda kalıyorsunuz. Bunun en bariz örneğini sevk zinciri değişiminde yaşamıştık. Bu düzenlemeleri yaparken de kamunun güçlü düzenleyici özelliğini ortaya koymak gerekiyor. Ülkemizin problemlerini sıraladığımızda birinci problemi, bulaşıcı olmayan hastalığın oluşturduğunu görüyoruz, obezite ve hareketsizlik gibi. İkinci sorun ise uzayan bekleme süreleri ve randevu alamama. Bir diğer sorun ise kadastopik sağlık harcamalarının artması. Bu aile bireylerinin kazançlarının yüzde 40'ından fazla sağlığa para harcaması demek oluyor. Şu an da bu oran Türkiye'de yüzde 20'ye yakın. Bunun Dünya ortalamasının altına çekilmesi lazım. Sağlıkta erişilebilirliğin bir diğer ölçüsü de budur. Sağlıkçıların gelirlerinin azalması, malpark davaları (Hatalı Tıbbi Müdahaleden Kaynaklanan Davalar), kamudan doktor göçünün önlenmesi, bir taraftan da şiddet. Şiddeti önlemek için cezai yaptırımların uygulanması gerekiyor. Sadece karar almak yetmiyor. Gerginlik dilini bırakmalıyız. Birlikte hoşgörü dilini geliştirmeliyiz. Özellikle de bu…
Yorumlar
Kalan Karakter: