Mehmet Özhaseki Kayseri’de, Memduh Büyükkılıç’ın havuza ittirmesiyle yaklaşık 30 senedir bu şehirde, Belediye Başkanlıkları, milletvekilliği, bakanlıklar yaptı ve yapmaya da devam ediyor. Geçen hafta da, Özhaseki Bakan, Memduh Büyükkılıç ‘ı makamında ziyaret ederek, yeniden seçildiği için “hayırlı olsun” dedi, başarılar diledi.
O sırada, Başkan Büyükkılıç kapıda karşıladıktan sonra, Özhaseki’yi yan tarafta fotoğraf çektirmeye davet etti. Protokol girişinin önünde, hemen solda, peyzaj çalışması yapılmış güzel, bakımlı, çiçekli bir alan var. Orada, Bakan Özhasaeki ile birlikte davetli protokol mensubu kişilerinde katılımıyla bir aile fotoğrafı çekildi.
O sırada Bakan Özhaseki çekim yapan gazetecilerin hepsine birden sordu .
“buranın eski halini hatırlayan var mı ? “
Ben de dahil, birkaç kişi el kaldırınca Bakan Özhaseki de dayanamadı ve :
“Bakın şu anda bile hatırlayan birkaç kişi kalmış” dedi.
Peki neydi hatırlanacak olan ?
Anlatayım..
Şimdiki, Forum AVM’nin tam karşısı ve Büyükşehir Belediyesi’nin de yanında, iki köşk vardı, sanırım iki blok da askeri lojman.
İki köşk, 12 Eylül döneminde yapılan tapusu , ruhsatı vs. bile olmayan paşa köşkleriydi. 12 Eylül sonrasında, Kayseri’de görev yapan 2 general burayı uygun görmüş, beğenmiş ve buraya iki general köşkü yapılmasını emretmişlerdi. Lojman olarak tabi ki.
Yapıldı.
Yanına da, yine üst düzey subayların kaldığı 2 blok lojman daha yapılmıştı.
Yıllarca bu askeri lojmanlar ve general köşkleri varlıklarını sürdürdüler, şehrin göbeğinde.
Kimse de, burası neresi, nasıl yapıldı, ne zaman yapıldı falan demedi. Öyle ya, 12 Eylül de darbe döneminin ürünleriydi hepsi, kim nasıl hesap sorabilirdi. Sorulmadı da zaten..
Taaa ki... Ak parti hükumeti iktidar olup, belediyeler de Ak Parti’ye geçene kadar.
Sonra ne oldu ?
Sonra
Mehmet Özhaseki, zamanın Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı olarak duruma el attı.
Ve gördü ki, ne doğru dürüst tapu var, ne doğru dürüst imar planı veya inşaat izin ruhsatı ya da iskan ruhsatı var. Neyse, bunlar dert edilmeden, askeriye ile hükumetin de gücünü ve desteğini alarak görüşüldü. Sonrasında da burası , Büyükşehir Belediyesi’nin tapulu arazisi olduğu için devredildi.
Devredildikten sonra Mehmet Özhaseki’nin önünde iki şık vardı.
Birincisi, şehrin göbeğinde ve altın değerinde, 6 bin 500 metrekarelik alanı konut alanına çevirip, müteahhite de yüzde 50 ile kat karşılığı verip, ortalama 70-74 dairenin ( brüt 230 net 160 m 2 lik daireler) 36 sını alıp tanesi 200 bin avrodan satarak, belediyeye avro üzerinden 7 milyon 200 bin avro yani yaklaşık 252 milyon lira (eski arayla 252 milyar lira ) kazandırılabilirdi.
İkincisi de, bunları elinin tersiyle itip, şehrin sıkışan ve hava alacak yer kalmayan, yeşil alan sıkıntısı çekilen orta noktaya, toplamda 6. 500 m2’lik güzel bir park yapmaktı.
Başkan Özhaseki o zaman ikincisini tercih etti..
Şimdi, Memduh Büyükkılıç’ın da her gelen misafirini ya da bürokratın elinden tutup, fotoğraf çektirmeye götürdüğü, adeta botanik parkı gibi olmuş, envai çiçeğin yeşerdiği bu güzel çiçek bahçesi olan yer, o gün, beton yığınlarını değil de, yeşil alanı tercih eden Mehmet Özhaseki’nin eseridir.
Ve protokol ile o gün fotoğraf çektirirken sorduğu “ buranın eski halini hatırlayanlar var mı “ sorusunu sorarken de sanırım, yine o günler aklına gelmişti...
O günleri bilen bir Kayserili olarak, orada yeşeren her çiçeğin , Kayseri havasına kattığı her gram oksijenin ve görsel zenginliğin müsebbibi, dönemin Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’dir.
Oy verirsiniz, vermezsiniz ama eğer o dönem Özhaseki Başkan , yeşilliği değil de, betonu tercih etseydi, şu anda orada dolaşırken yüksek binaların arasında sadece öğlenleri güneşi gören yayalar olarak dolaşıyor olacaktık.
Yazının başında da dedim ya , “ne Özhaseki ne de Büyükkılıç hesap bilmiyor. Ne yapacaksın, yeşili meşili , al konut kararını ver müteahhite kat karşılığı, sonra da sat payına düşenleri, kasanı parayla doldur, aferin aslan gayserili işi biliyor“ desinler... Baksanıza, o günleri hatırlayan birkaç kişi kalmışız...
Ama, hani denir ya, “iyilik yap denize at balık bilmezse, halik bilir” diye.. Özhaseki’nin ki de, o misal işte.. Bilmesi gereken biliyor...
Yıllar sonra, Başkan Büyükkılıç da çok daha büyük bir hesap bilmezlik yaptı , onu da daha sonra anlatacağım.
Kalın sağlıcakla ...