KOMPLEKSLİ GEZİ ZEKALI TUTMA KALEMŞÖRLER
KAAN SİZE VE DÜNYAYA RAĞMEN GELİYOR..
F 35 masalı.... İyi ki, bitti..
Çünkü !
Alsaydık ve paketten çıkmasaydık, ömür boyu Amerika’ın kucağında ve elimizde de her biri 100 milyon dolar olan ÇÖPE DÖNEN uçaklarımız olacak..
Evet uzun yıllar Ankara’da savunma muhabirliği yapmış, araştırmacı, gazetecilikle pekçok konuda derinlemesine araştırma yapıp bilgi sahibi olan bir gazeteci olarak, bilgilerimi güncelledim ve iyi ki F-35 ten çıkarılmışız diyorum..
Neden ve niçinlerini anlatayım.
Bakın çok yıllar önce, kafayı F -f6 lardaki, önce fısıltı olarak duyduğum sıkıntıya kafayı takmıştım. Ve, Türkiye’de bunu yazabilen birkaç gazeteciden biriydim, (arşivler orta yerde duruyor isteyen bakabilir) o da şuydu..
F-16 savaş uçaklarının kullanımını sağlayan bilgisayar yazılım programını MIKES adlı bir firma yapıyordu.
Bir İsrail firması . Olabilecekleri anladınız sanırım...
Ve nice sonra, dışarıya sızdı ki, bu F-16 ların kullanım sistemi yazılım programında, NATO üyesi ülkeler birbiriyle dost görünüyor. Doğal olarak !
Ama bunun bir istisnası vardı, a da şu;
Yunanistan’ın aldığı aynı uçağın yazılım programı Türk uçağını düşman uçak olarak görürken, Türkiye’deki aynı uçak, Yunan savaş uçağını dost ülke uçağı olarak görüyordu, NATO üyesi olduğu için...
Ve bu nedenle dog-fight (it dalaşı) olarak bilinen havadaki karşılaşmalarda, Türk pliotları ciddi sıkıntılar yaşıyordu. Bunu defalarca yazdık ve sonunda sanırım Milli Savunma Bakanı Nevzat Ayaz dönemindeydi, bu kabul edildi ve sonrasında, ama çok uzun yıllar sonra, bu tehlikeli garabet düzeltildi.
İşte o günlerde de önemli olan yazılım sistemleri , artık bugün çok ama çok daha önemli ve çok daha tehlikeli...
Bakın bombayı açıklıyorum, F-35 savaş uçağı tam bir bilgisayar bağımlısı . Yani tamamen bilgisayarla yönetiliyor. Zaten Amerikalılar bu uçağa, UÇAN BİLGİSAYAR ve TOMBUL KUŞ diyorlar.. Bunların ayrıntısını anlatacağım.
Bu uçan bilgisayar denilen uçağın ı kullanım sistemi şöyle işliyor;
Pilot, hangi ülkeden olursa olsun, uçağa çıkıp içine binip çalıştırmak için düğmeye bastığında, Amerika merkezli bir yazılım ile uçağı o an kullanan pilottan şifre isteniyor. Bu şifre aynı anda, yani pilot düğmeye bastığında, Amerikalı yazılımcılardan oluşan merkez tarafından gönderiliyor.
Şimdi zurnanın zırt dediği yer burası.
Bu şifre gelmezse uçak koca bir çöp, bırakın kaldırmayı, bir metre ileri götüremiyorsunuz...
Yani, elinizdeki cep telefonu ya da masanızdaki laptop gibi, masa üstü bilgisayar gibi. Hani açtığınızda telefonunuz ya da bilgisayarınız, sadece sizin bildiğiniz bir şifreyi istiyor ya, hani onu girince ancak telefonunuzu ve bilgisayarınızı kullanabiliyorsunuz ya .
İşte en sade ve basit şekilde anlatımıyla, koskoca 100 milyon dolarlık savaş uçağı F-35 de böyle.
PArasını peşin ödeyip aldığınız uçağı her defasında ama her defasında çalıştırmak için Amerika’dan şifre gelmesi ve sizin de o şifreyi girmeniz gerekiyor. Uçak ondan sonra uçak oluyor.
Amerika’nın patronu olduğu sistemden , o şifre, anında gelmezse, elinizdeki teknoloji harikası denilen uçak yukarıda da dediğim gibi, koca bir çöp yığını...
İşte ABD neredeyse yüz yıl öncesinden bu yana hakimi olmak için her şeyi yaptığı savaş sanayiinde, aynı dümenikeleri yapmaya devam ediyor. (Kayseri’deki uçak fabrikamızın nasıl kapatıldığını GÖMÜN adlı kitabımda yazmıştım, aynı tezgah hala devam ediyor ve edecek de, teslim olursanız)
Grup tabanlı bir ağ ile yönetilen F-35 savaş uçağının tanesine, 100 milyon dolar verip alıyorsunuz, diyelim ki 100 tane aldınız, ve 10 milyar dolar verdiniz..
Şimdi ki, sözgelimi pkk ile mücadelede, kilit-pençe operasyonunda bu uçakları kullanacaksınız..
Pilot çıktı uçağa bastı, düğmeye.Uçak da, rota ve görev bildirdi, karşılığında da size uçağın kalkışı için kullanım şifresi gelmedi...
Ne yapacaksınız ?
Ve yazının sonundaki son soru ?
Kıbrıs savaşımızda dahi hatırlayanlar bilir, yedek parça vermeyen, bir şekilde gayri resmi yollardan alınan uçak parçalarını taşıyan gemiyi dahi, İtalya limanında, tamamen korsan yöntemiyle, yasalara aykırı şekilde tutan Amerika, bugün PKK’nın kökünün kazınması operasyonunda kullanılmak üzere, tek bir tane F -35 in kalkışına izin veren bu şifreyi gönderir mi ?
İşte asıl büyük ve bugüne kadar söylenmeyip, söylense de , kıyıda köşede söylenenlerin de üstünü kapatanların gizlemeye çalıştığı ciddi tehlike bu...
Uçak başına 100 hatta, yeni nesillerde 150 milyon dolara kadar çıkacak parayı versek bile, sınır ötesinde PKK’ya, resmen ordu kurup, ardıhndan terör devleti kurma hayaliyle, yıllardır, dev kargo uçaklarıyla yapılan binlerce seferle ve tırlarla mühimmat taşıyan Amerika, bu uçakların
PKK ile mücadelede kullanılması için o şifreyi gönderme ihtimali var mı ?
Bence yüzde sıfır !
Ya sizce...
Durumun gerçek yüzü bu işte...
VE KAAN BUNUN İÇİN GELİYOR İŞTE... !
Ve KAAN yani, milli muharabe uçağımız geliyor ...
Ve dahi, geliyor dedikçe, başta ABD olmak üzere, AB ülkeleri gibi, tüm iki yüzlü, dost görünümlü düşmanlarımızı telaş alıyor...
Ve de , tutma, kompleksli kalemşörlerle de, milli savaş uçağımız KAAN’ı itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar ama nafile, artık cin şişeden çıktı...
Herşeye rağmen bu KAAN uçacak...
Bir sonraki yazımda KAAN ve F-35 ‘in karşılıklı avantaj ve dezavantajlarını yazacağım...Amerikalılar neden bu F 35’e tombul kuş diyorlar, okuyunca hayret edeceksiniz..!
Şaşıracaksınız..
En başta ABD olmak üzere , Avrupa ülkeleri ve onların buradaki tutma kalemşörleri de şaşırıyor zaten...
Ve bakın böyle yazılar yazıldıkça, ABD ve AB ülkeleri bu işin olmaması için çırpınıp , her hamleyi yapmaya gayret ettikçe, bilin ki bu ülke v e bu hükümet doğru yolda...