Önceki gün Deniz Postası Tv’de meslektaşım Azim Deniz’in konuğu olarak, Kayserispor’a ilişkin tüm soruları yanıtlayan Kulüp Başkanı Ali Çamlı, gerçek manada şok edici ve çok şaşırtıcı hatta, YOK ARTIK bu kadar olmaz dedirten olaylara ilişkin açıklamalar yaptı.
Çok konu var da, birkaçını başlıklar halinde aktarayım burada kısaca.
Birincisi ve en önemlisi; bir önceki dönemde yönetici olan bir isim, Almanya’daki hemşehrilerimize Kayserispor’a yardım adı altında, Kayserispor formaları satmış.
Bunda ne var diyeceksiniz evet birşey yok, çok da iyi etmiş. Formaların tanesi “yardım amaçlı” olarak 1.000 avroya satılmış, yani bugünün parasıyla 28.000 TL (yazı ile yirmi sekiz bin türk lirası)
İddialar çok, bin tane satılmış diyen de var, 400 tane satılmış diyen de.
Bin tane satıldıysa 1.000.000 euro yani 28.000,000 TL (yazı ile 28 milyon türk lirası)
400 tane satıldıysa da 11.200.000 TL ( yazı ile 11 milyon 200 bin türk lirası )
Tamam da , Ali Çamlı diyor ki, “bu paralar toplanmış hatta makbuz verilenler de var, ama toplanan bu paralar kulübün hesabına mı yatmış, ona bakıyoruz”
İddia doğru çıkarsa, çok çirkin, iğrenç ve çok şerefsizce ve bu “indiragandiyi” kim yaptıysa bence hemen kulağından tutup mahkemenin önüne çıkarmak lazım.
Zira Kayserispor o dönemde dernek statüsündeydi ve derneklerdeki her türlü hesap olayında, tıpkı devlet memurunun yargılandığı gibi yargılanıyor ve hesap veriyor, veremiyorsa da, tıpkı devletin parasını iç etmiş gibi ceza alıyor. Yani durum vahim ötesi...
Ve ben Başkan Ali Çamlı’yı çok iyi tanıyorum ki, bunun çalışmasını araştırmasını yapıp sonuçlandırmadan çıkıp bunları söylemez.
Yani o hani “ bakalım kulüp hesabına mı yatmış başka hesaba mı yatmış ona bakıyoruz “ diyor ya, Başkan Çamlı çoooktaaan bunlara bakmıştır, sonucu görmüştür ve şimdi,”ilgilisine“ sancılı günler yaşatmak için böyle konuşmuştur.
Hani sıcak hamamda, tepeden üzerine soğuk sular damlar ve bir anda vücudunuz istemsiz şekilde komple titrer ve irkilip kendine gelir ya , işte o hesap !
BAŞKANLAR MAHKEMELİK !
Evet doğru okudunuz, Kayserispor’un mevcut başkanı Ali Çamlı, önceki dönem başkanı Berna Gözbaşı’yı mahkemeye verdi. Konu da, Berna hanımın kulübe verdiği borç için yine kulüp hesaplarına koydur-duğu TEMLİK.
Bu durumun iki açıdan önemi var. Birincisi, tarihte ilk defa Kayserispor’da, KULÜP
BAŞKANLARI MAHKEMELİK OLDU:
İkincisi de, şu sıralarda Ziraat Bankası’nın alacaklarına karşın koyduğu temlik dolmak üzere, yani Ziraat Bankası Kayserispor’dan alacağının tamamını almak üzere. Ziraat Bankası’nın alacağı bitince hemen altta Berna Gözbaşı var. Yani kulübün, federasyondan, ordan burdan gelen tüm gelirlerine temlik koyduran Berna Gözbaşı, bu alacağını tahsile başlayacak.
BAŞLAYACAK idi !
Başlayamayacak çünkü, Başkan Çamlı, Berna Gözbaşı’nın koyduğu temliğin, yasalara ve prosedüre uygun olmadığı gereksiyle, kaldırılması talebiyle mahkemeye dava açtı ve Gözbaşı’yı bu sebepten dolayı dava etti. Bu da dediğim gibi, Kayserispor tarihinde bir ilk olarak yerini aldı.
Kayserispor ile ilgili dikkatimi çeken üçüncü önemli konu da, Başkan Çamlı’nın önce çok nazik başlayıp sonra aynı nezaket çerçevesi içinde, eski hoca Çağdaş ATAN’ı yerin dibine gömmesiydi.
Öyle ki, 7 küsur milyon lira (eski parayla 7 trilyon) lazım olmuş Çağdaş Hoca’ya, Kulüp Başkanı Çamlı , kendi hesabından kulübe borç vermiş, kulüp de bir nevi ön ödeme gibi Çağdaş Hoca’ya mecbur olmadığı halde, sırf Hoca’ya lazım diye Başkan Çamlı’nin talimatıyla ödemiş.
Yani Çamlı, kaçıp giden Çağdaş hocaya adamlık yapmış, insanlık yapmış.
Peki bu Çağdaş ATAN, bu kabil insanlıklar karşılığı ne yapmış, ilk transfer olduğunda “kulübün durumunu borcunu hepsini bilyiorum ama, bizim hedeflerimiz borçlarımızdan büyük” gibi koca koca laflar etmiş.
Sonra da, lig başlayınca bakmış ki, tahta açılmıyor, durum düzelmiyor, Başkan Çamlı’nın sözlerine dahi İTİBAR EDİP İNANMAMIŞ ve gizliden gizliye, Başakşehir’le görüşmüş. Bu arada Başakşehir’in de yaptığı ahlaksızlık ama, Çağdaş Hoca buna kapı aralamış.
Neyse sonuçta, Çağdaş hoca önce tweet atmış sonra da Başkan Çamlı’ya arayıp “üzüntülerini” bildirerek ayrılmak istediğini söylemiş.
İşte kulübün kendisine yaptıklarına karşılık, Çağdaş Atan da bunu yapmış. Ben buna sinsirellalık diyorum, artık siz ne dersiniz bilemiyorum !