Evet, kim ne derse desin, Ak Parti içinde herşeye rağmen en başarılı ve en dolu isimlerden biri Mehmet Özhaseki.
Çok değil son birkaç senelik siyasi rotasına bakın Özhaseki’nin.
30 yıla yakın Kayseri’de, sıfırdan başladığı (tecrübe manasında) belediyecilikte, nereden, nereye geldiğini, şehrimizi de nereden, nereye getirdiğini bilmeyen yok.
İnkar eden de, ya nankörlükten, ya da kıskançlıktan inkar eder.
Şimdi herkesin parmakla gösterdiği, rahat ve konforlu şehir, Kayseri’yi bu noktaya getirenlerin başındaki 1 numaralı isim de, Mehmet Özhaseki’dir.
İster sevin, ister sevmeyin ama gerçek bu.
Bir çoğunuz kısa donla dolaşırken, Mehmet Özhaseki bu memleket için karış karış, dünyadaki kayak merkezlerini dolaştı.
Ve yine çoğunuz anasının dizinin dibinde, büyümeyi beklerken, Mehmet Özhaseki, Kayseri’ye en iyi, en olabilecek, toplu taşım araçlarını bulabilmek için, yine karış karış Avrupa’yı dolaştı.
Ve hiçbir zaman öyle birileri gibi, şehir karda, kışta kıyamette kalmış, millet çaresiz kendini evine atma mücadelesiyle can hıraş uğraşırken, ne kayağa gitti, ne de filanca elçiyle gideceği balık lokantasının tıkanan yollarını, belediyenin özel araçlarıyla açtırma ayrıcalığı aklına geldi. İstese yapar mıydı, hem de alasını ve daha akıllıcasını yapardı. Ama yapmadı.
Bakın, o zaman biz gazeteciler, Özhaseki’yi eleştiriyor, Erciyes’in tapusunu nasıl alacaksın diye eleştirip hatta, raylı sistem temellerinde biriken yağmur sularında, güya habercilik adına, kağıttan kayık yüzdürüp, “bu mu raylı sistem“ diye , bunun fotoğraflarını gazetelerimizde yayınlıyorduk. (Şimdi ise, bu raylı sistemden basın olarak ücretsiz yararlanmak için her yıl kartlarımızı tekrar onaylatmak için sıraya giriyoruz. )
Ama, Özhaseki her şeye rağmen bizi ve muhalefet temsilcilerini de davet ettiği yurt dışı araştırma gezilerine devam ediyordu. Ve muhalefet o zaman da, sırf muhalefet olsun diye bu gezilere katılmazken, şimdi kendileri de dahil, muhalefetin tüm üyeleri ve taraftarları bu raylı sistem araçlarıyla, konforlu, hızlı ve modern şekilde, evden işe, işten eve gidip geliyorlar.
Peki nerden nereye gelindi?
Söyleyeyim...
Geçen Erciyes’te, Kar Motorları Dünya Şampiyonası’nin ilk ayağı yapıldı. Ne anlama geldiğini, bilmeyenler için söyleyeyim, kış turizminin, kış sporlarının, FORMULA 1’i gibidir. Ve tam 142 ülkede haber olduk ve yine 73 ülke açılış ve final yarışlarını CANLI verdi. (bunu reklamla yapsak kaç para ödememiz gerekirdi, hesaplayın da demiyorum)
Ey beyinsizler , hatta kuş beyinliler ya da gezi zekalılar, siz ömrünüz boyunca hiç Erciyes için 142 ülkede birden “DÜNYANIN EN UZUN KAYAK PİSTLERİ VE DÜNYANIN EŞSİZ TOZ KARDAN OLUŞAN PİSTLERİ” denildiğini duydunuz mu ?
Ama şimdi bütün dünya, bunları yaklaşık 1 ay önceki Kar Motorları Dünya Şampiyonası canlı yayınlarında duydu... Hem de mıhh gib iakıllarına çakıldı ve bu dünya şampiyonası da, yarışın diğer etapları arasında, “başarılı organizasyon” sıralamasında dünya birincliğine en yakın aday, şimdiden.
Siz Türkçe’yi, kibar olacağım diye , yunus balıkları gibi, anlaşılmaz şekilde konuştuğunuz için, düzgün Türkçe ve İngilizce bilen herhangi birine, rast gele bir yabancı spor kanalını (youtube’taki yayını) açtırıp, kar motorları dünya şampiyonası canlı yayınlarında, yorumcuların, Kayseri ve Erciyes için neler söylediğine bir bakın. Ve Türçe’ye çevirip Erciyes’in geldiği noktayı bir kere daha düşünün. İşte Özhaseki öngörüsü budur.
Ha bunu bile, yani, dünya capında en büyük başarılardan birine atılan bu imzayı bile, görmezden geliyorsanız, ben size Özhaseki’nin neler yaptığını nasıl anlatayım. Erzurum Palandöken, Bolu Kartalkaya ve mesela yılların sosyete kayak merkezi Uludağ varken, nasıl oldu da, bu Dünya Şampiyonası Kayseri’ye geldi derseniz de, birincisi bu tesisleri zamanında Kayseri’ye kazandıran Özhaseki Başkan sayesinde ama en az bunun kadar önemli bir başka ikil fakktör de, Vali Gökmen Çiçek ile Motor Sporları Federasyonu As Başkanı ve Kayseri aşığı Mahmut Nedim Akülke.
Gelelim Kayseri’de bir başka köklü hizmete...
Raylı sistem ve yine Özhaseki....
Siz, bugün Kayseri’deki toplu ulaşım rahatlığının temellerini atıp, bunu da görevi döneminde hizmete sokan kişinin, Özhaseki olduğunu unutmak yok saymak ya da zaten göreviydi tabi yapacak kolaycılığına kaçmak mümkün mü?
Değil.. Allah taş eder adamı...
Bilen biliyor, çok uzatmayacağım.
Kısacası, Kayseri’yi mafyanın esir aldığı yıllardan, bugünlere yani, rahat ve konforlu yayşanabilen bir Avrupa kenti konumuna getiren Özhaseki’nin, Erdoğan tarafından “keşfedilip “ önce Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan yardımcısı yapması , ardından yine Çevre Bakanı görevine getirmesi, sizce bir tesadüf ya da siyasi bir kıyak olabilir mi ? Hele hele, siyaseti sokak akademisinde hatmetmiş bir Erdoğan, bunu yapar mı?
Asla...
Hadi bunu görmediniz diyelim, Türkiye siyasi tarihinde ve tabi ki Ak Parti tarihinde, yukarda saydığım görevlere yani, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genelbaşkan Yardımcılığı ve akabinde Çevre Bakanlığı koltuklarına, İKİNCİ KERE OTURTULAN , ikinci bir isim var mı?
Düşünün , düşünün hindi gibi düşünün.
Ben söyleyeyim YOK.
Ve Erdoğan, kimseyi kara kaşı, kara gözü için de, aynı koltuğu hele hele ikişer kere oturtmaz...
Şimdi gelelim, şu uyduruktan bylock kandırmacası işine... !
Efendim, ülke dışına kaçmış birinin, ortaya attığı bir kağıt parçasında, devletin ne gizli raporları ve araştırmaları yer alıyormuş, meğer...
.
Kimler, kimler, fetöcüymüş ve hatta kimler kimler BYLOCK kullanıyormuş da haberimiz yokmuş. .
Brehh brehh.. !
Ne büyük ifşaaaa...!
İyi de niye şimdi ?
Söylemeyecektim ama hadi söyleyeyim, eğer bu kurulmaya çalışılan tezgahta, Ak Parti’den de birilerinin küçücük de olsa desteği ve katkısı yoksa, ben de 41 yıldır hiçbirşey öğrenmemişim demektir.
Bakın bu süreç, bir süreden beri sosyal medyada “döndürülen, sipariş haberle” başladı. Efendim seçimde yorulan ve yetersiz kalan 7 Bakan görevden alınacakmış Bunların içinde Özhaseki de varmış.
Ve bunun ardından da “Bylock kullanan Özhaseki “ safsatası...
Sen tut, çok kısa sürede, 150 bine yakın depremzedeyi (1 seneden kısa sürede) evine oturt, İstanbul’da depremle mücadele kapsamında, kentsel dönüşüm için neredeyse 200 bine yakın konut sahibiyle anlaşma imzala ve dönüşüm için düğmeye bas.. Kalan 450 bin dönüşüm binası için de planların tıkır tıkır işlesin. Ve seçimden sonra, görevden alınacak “yorgun bakanlar” arasında adın geçsin. Yahu 30 senedir Kayseri’de hizmet etmekten yorulmayan ve adeta bununla beslenen insan, Erdoğan’ın destekleriyle, Türkiye’ye imza atacak işler yapmaktan yorulur mu? Yapmayın allahınızı severseniz, 62 yaşındayım ve kırk gram aklım kaldı, onunla da siz dalga geçmeyin..
Düşünsenize şimdi, Erdoğan gibi biri, Özhaseki’yi, iki ayrı koltuğa, ikişer kere oturtacak ve bunların hiçbirinde, bu şimdi ortaya atılan kağıtçıktaki yazılanları, bilemeyecek ve görüp öğrenemeyecek, öyle mi ? Bunları göre göre, sessiz kalıp kabul ettiyse, o zaman, Erdoğan da sizden...
İşte, hem Erdoğan hem de Özhaseki dahil, pekçok isim sizdense, daha ne istiyorsunuz, niye ifşa edip bindiğiniz ya da, binebileceğiniz dalı kesiyorsunuz... ?
Bakın size ne diyeceğim, bu millet, ne kadar sağ duyulu ve ülkesi adına hassas olduğunu hem, 14 Mayıs hem de, 31 Mart seçimlerinde gösterdi. 14 Mayıs’ta, ülkemin bekası mı , açlığım mı dedi, ülkesini seçti. Ama 9 ay sonrasındaki seçim, yerel seçim olmasına rağmen,hükumetin değişmeyeciğini bilmesine rağmen, şehrinin belediye başkanılığını, bile isteye, muhalefet adayına verdi ve ekonominin ağır şartlarının “UYARI CEZASINI “ net bir şekilde Erdoğan’a kesti. Yani, Türk milleti, sapla samanı ayırdığını, 9 ay gibi kısa aralıklarla yapılan iki seçimde, değil Türkiye’ye, dünyaya gösterdi.
Bu kadar aklı selim ve bilinçli olan Türk milleti, şimdi sadece ve sadece bence de düzmece olan bir kağıttan mı etkilenip, hüküm verecek ?
Bunu ne, necip Türk milleti ne de, Özhaseki’ye bugüne kadar güvenen ve iki ayrı koltuğa , iki kere oturtan Erdoğan yapar.
Peki niye bu yüklenme öyleyse..?
Bakın Erdoğan şimdi, köklü bir değişimin karar arefesinde ve burada yapılacak köklü değişikliklerde, sorumluluk vereceği en önemli isimlerden biri de, Özhaseki... Zira Özhaseki , bugüne kadar ne davasına, ne de liderine ihanet etmedi, yüzünü düşürmedi ve verilen görevlerde de asla liderini mahçup etmedi.
Bu nedenle, bu düzmece sözde belgeler kimseyi etkilemeyeceği gibi, inanın Erdoğan şöyle düşünüyordur,”keşke şu Özhaseki’den iki üç tane olsa da, birini Çevre Bakanlığına, diğeri Ak Parti Teşkilat Başkanlığına ve üçüncüsünü de AK Parti Yerel Yönetimler Başkanlığına oturtabilsem ! “
Ama yok..
Böyle olunca da, şimdilerde aldığım duyumlara göre, yeni yapılanmadaki en önemli kritik sorumlular için, YİNE, Özhaseki’nin adı öne çıkıyor, hem de diğer adaylarla arasında açık ara fark olarak.
Buna siz, ister Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı (ikinci isim olarak) deyin ister, en tepedeki Genelbaşkan vekilliklerinden biri deyin...
Bu benim, bunca yıllık tecrübelerimden ve Ankara’daki yaşıtım, kıdemli gazeteci dostlarımdan edindiğim bilgilerin toplamından çıkardığım sonuç.
Ve bakın Erdoğan’ın etrafına, yıpranmamış, başarılı ve verilen her görevi layıkıyla yerine getirmiş ve de hala Erdoğan’ın yanında tuttuğu, ailesinden sonra gelen, kaç isim var...
Bir.. iki.. belki ama üçüncü isim yok.. Var olanların birini, Dışişleri Bakanı diğerini de, MİT Müsteşarı yaptı zaten.
İşte şimdi Erdoğan’ın zamanı gelince, Ak Parti’yi teslim edeceği belki bir iki isimden biri olan, Özhaseki’nin yıpratılma gayretlerinin arkasında, bu yatıyor... “AK Parti’nin geleceğinde, Özhaseki’ye yüklenebilecek misyon ve sorumluluk. “
Ve belli ki, parti içinde bunlar biliniyor ve kapalı kapılar ardında ciddi bir çekişme var, başarılarıyla Özhaseki’yi ekarte edemeyenler, Pensilvanya destekli hamleler yapmaya çalışıyor.
Bu hamlenin sebebi bana göre tam da bu kaygı !
Ama ne Erdoğan ne de millet bunları yemez !
Çok güzel özetlemişsin İlter abi kalemine sağlık