Mustafa Yalçın... !
Mustafa Yalçın (d. 1962, Kayseri) Türk siyasetçi. Google efendide böyle başlıyor Mustafa Yalçın kimdir dediğinizde ve şöyle devam ediyor.... “1983'te Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi'nden mezun olmuştur. 10 sene öğretmenlik yapmıştır. Kayseri Büyükşehir Belediyesi KAYSU (KASKİ) Genel Müdürlüğü'nde şube müdürü olarak göreve başlamış, çeşitli görevler üstlenmiş, 1997-1999 yıllarında KAYSU Genel Müdürü olmuştur. 1999-2015 yıllarında Kayseri Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri, 2015-2016 yıllarında KAY-TUR A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapmıştır. 2017-2018 yıllarında Van Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri olmuştur. 2019 Türkiye yerel seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi'nden Talas Belediye Başkanı seçilmiş olup halen bu görevi sürdürmektedir.”
Peki, hizmet adına, yapılanlar ve insanlara dokunma adına neler söylenebilir Mustafa Yalçın hakkında...
Seveni güzel şeyler söyler elbette siyasetçi olduğundan rakibi de olacağı için , sevmeyenleri ya da rakipleri başka şeyler de söyleyebilir ...
Ammmmmaaaa !
Hiç kimse, bu adam belediyeciliği bilmiyor diyemez, birrrrrr.
Hiç kimse, bu adam dava adamı ve gönüllü hizmet adamı değil diyemez, bu da ikiiiiii.
Şimdi doğruya doğru...
Bakın size önemli bir anekdotu daha aktarayım, ki sanırım bunu da kimse bilmez ya da unuttuysa da ben hatırlatmış olayım.
Mustafa Yalçın da, Memduh Büyükkılıç’ın Refah Partisi Kayseri İl Başkanı olduğu dönemde “şehre hizmet için” göreve çağırdığı ve siyasete soktuğu isimlerden biri, belki de ilkiydi...
Yani Mustafa Yalçın’ın bugünlere gelmesine vesile olan kişi de yine, şehri yöneten diğer önemli isimlerde olduğu gibi, Memduh Büyükkılıç idi.
Belediyeciliğin altyapısını KASKİ mektebinde şube müdürü olarak öğrenmeye başladı, sonrasında aynı kurumda 1 numaralı koltuğa oturdu, ordan kalkınca da, doğrudan belediyecilikte, değil Kayseri’nin, bana göre Türkiye’nin 1 numarası olan, dönemin Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin talebiyle, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri oldu ve tam 17 sene bu görevini “eksiksiz ve 7/24 “ sürdürdü.
Belediyecilik hizmetinde, Özhaseki’nin beynine ve temposuna yetişmiş, alışmış ve pekçok şeyi kısa sürede idrak edip uygulamada başarılı olmuş, bir isim, M. Yalçın.
Özhaseki’nin; başarılı ve ahd-e vefayı en iyi bilen “belediyecilikteki” önemli öğrencilerinden biri ve belki de tek isim...
Bizatihi belediyecilikte Özhaseki bir ekolse, (ki öyle olduğu için Erdoğan iki dönem Ak Parti Yerel yönetimlerden sorumlu Genelbaşkan yardımcısı ve iki kere de Çevre bakanı yaptı. Bu Ak Parti tarihinde başka bir isme nasip olmadı.) bir öğretmense ,Mustafa Yalçın da, Özhaseki’nin rahle-i tedrisatından başarıyla geçmiş bir isim. Heybesini belediyecilik ve güvenilir ekip adamı olma konularında, önemli deneyimlerle doldurmuş.
Sonrasında da, Van’a gideceksin genel sekreter olarak denilmiş ve M. Yalçın hiç yüzünü düşürmeden ve ekşitmeden , bayrağımızın dalgalandığı her yer vatanımdır diyerek, Van’da genel sekreterlik ünvanı altında bildiğiniz belediye başkanlığı yapmış.
Ama ne yapış...
Belediye çalışanı görünümünde ününde, PKK terör örgütü militanlarıyla uğraşmış, göğsünü gere gere hizmet yapmış ve devletini en iyi şekilde temsil etmiş.
Sonra da, Kayseri’ye gel Talas’a belediye başkanı adayı yapalım denilmiş. Ona da peki demiş ve Talas’da 5 sene süreyle, gerek Özhaseki’den öğrendiklerini, gerekse öğrendikten sonra, sahada yaşadıklarını da üstüne koyarak, dolu dolu bir Talas Belediye Başkanlığı süreci yaşamış ve yaşıyor.
Daha gelir gelmez, hemen mahalle ve köyleri gezip bir acil eylem planı yapmış. Bu plana göre, “Belediye mahallenizde” başlığıyla bir çalışma başlatmış. Mahallelerin eksikleri neyse belirleyip, kışsa kışa hazırlamış , yazsa yaza hazırlamış , mahalleyi.
Yetmemiş....
Şeffaf Oda adıyla bir “talep ve şikayet alma ile hesap sorma odası” kabilinden bir uygulama başlatmış... (Beyaz Masa’nın çok üstünde ve çok daha farklı ve de ilgi görüp inandırıcılık oranı yüksek bir hizmete dönüştü)
Öyle ki, bu Şeffaf Oda’da olanlar hep orada kalmış. Dışarıya bir tek kelime bile sızmamış... Böyle olunca da , bir süre sonra o kadar inanmış ki halk ve güvenmiş ki, bu Şeffaf Oda’ya.. Bırakın mahalesine belediye hizmeti istemeyi, karısıyla kavga eden, çocuğu evden kaçan, komşusuyla problemi olan dahi, anasına babasına gitmeyip mahallenin “büyüğü” ve “akil insanı “gibi gördüğü, ŞEFFAF ODA’ya gelip bizzat, Şeffaf Oda mucidi, Başkan Mustafa Yalçın’a anlattı ve anlatıyor.
Yalçın da, adeta Talas’ın başkanı değil bir adım daha ötesi DERT BABASI oldu ve olmaya devam ediyor. Ve bunların hiçbirin de ne başlangıcında ne de şimdi, oy kaygısıyla yapmadı, yapmaz da. Yapılsaydı,, sırıtır ve bazı belediyelerde göstermelik şekle ya da vatandaşı azarlama masasına dönüşen, Beyaz Masa gibi olurdu. Ama olmadı.
Hayatta yaşadıklarından sürekli dersler çıkaran ve çılgınlar gibi kitap okuyup bu kitaplardan edindiği entellektüel birikime de, sahadaki tecrübelerini de katarak, ortaya dediğim gibi, adeta TALAS’IN DERT BABASI çıktı...
Kayseri'de, uyumayan 400 kişinin aynı anda , sabaha kadar da ders çalışabildiği kütüphane, Türkiye'de sadece 3 tane ve en güzellerinden biri de Talas'ta..
Vali Gökmen Çiçek'in, 'şehrin trafik akışını değiştirdi" dediği 55 bin metre karelik 100. Yıl Zincidere Mesire Alanı da 5 yılın hizmetlerinden , en akılda kalanlarından ikisi... oy kaygısıyla yapmadı elbette ama gün gelip Ak Parti Genel Merkezi Kayseri’de anket yapmaya başlayınca da, vatandaşa dokunmak, vatandaş memnuniyeti ve bilinirlik konusunda anket sonuçlarında hep, yüksek oranlarda çıktı.
Yukarıda anlattığım birkaç örneğin yanısıra, buna benzer onlarca hizmetiyle, az zamanda çok ve önemli işler yaptığı için , vatandaş da bunu anketlerde tescillediği için, Ankara'dakiler bir dönem daha M.Yalçın diyecekler, demeliler de...
Bakın son bir olayı hatırlatayım. Mustafa Yalçın’ın genel sekreter olduğu dönemlerden bir gün, Kayseri’ye sağanak halde günlerdir yağmur yağıyor ve ilçeler de seller oluşmuş, halk perişan. Bu ilçelerden birine gitmiş ilçe kaymakamı ve belediye başkanı adeta vatandaşın ablukasında ve neredeyse bu iki ismi bir kaşık su da boğacaklar, çünkü sel evlerini ve işyerlerini basmış. Talep birden yüzlerce ve hatta binlerce olunca da, ne kaymakamlık ne belediye imkanları yetmiş. Ama bunu anlatamıyorlar.
Neyse, Başkan Yalçın arabadan bu manzarayı görünce, hemen inmiş bagajda her daim duran, sarı yağmurluğunu giymiş, sarı çizmelerini ayağına çekmiş, vatandaşın olduğu yere geçmiş. Arada cadde var ama sağanak nasıl, ortalık nehire dönmüş... Vatandaş, araziye ve şartlara uygun çalışmak için geldiği anlaşılan bu kişiyi önce tanımamışlar... Mustafa Yalçın kendini tanıtmış ve çamurun ortasına bir masa koydurmuş etrafına da dört sandalye. Birine kendisi oturmuş, diğerine de kaymakam ve belediye başkanı oturmuş. Kalan dördüncü sandalyeye de vatandaşlar, hızla oturup oturup “taleplerini anlatıp” kalkmışlar. Vatandaş bunları ve taleplerinin de yazı altına alındığını görünce , önce sakinlemişler sonra da işlerinin halledileceğine inandıkları için rahatlamışlar. Oysa ortada o anda yapılan birşey yok, sarı çizmeli Mustafa Yalçın, bir masa dört sandalye .
Ama işte bunun adı kriz yönetimi.. Ve Yalçın 17 sene Özhaseki’nin yanında bu ve bunun gibi pekçok şeyi öğrenmiş, kendi melekelerini de ekleyerek, neredeyse her krize dönüşen olayları bile aklı selim ile çözmüş çözmeye çalışmış..
Ve her nerede ise , oradaki halkla “hemhal” ve “birlikte olmayı” hizmette esas edinmiş .
Gelelim bugüne...
Ve şimdi son gelen kesine yakın bilgilere göre, Kayseri Büyükşehir merkez ilçelerinde değişiklik olmamış, aynıyla devam edilecekmiş.
Tıpkı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda olduğu gibi...
Aklın ve zafere ulaşmanın yolu bir...
Ekmeği ekmekçiye vereceksin on ekmek de üste vereceksin..
Nokta.