Hem İslam inancımız hem de Türk töremiz bizlere, şehitlik mertebesinin en üstün mertebe olduğunu söyler. Cennette yerinin en yüksek yerde olduğu, kabir azabından, geçmiş günahlarından azade olacağı ve onların Allah katında rızıklandırıldığı hadisler ve ayetlerde müjdelenmiştir. Şehidin bu mükâfatlarına inancımız tam. Allah her birine gani gani rahmet eylesin. Ancak bir de madalyonun diğer tarafından bakalım mı?
Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz 12 şehidimizin pek çoğu, muhtemeldir ki istihdam ya da ekonomik sorunlar sebebi ile hayatını asker olarak kazanmaya karar vermiş vatan evlatlarıydı. Ülkemizin refah seviyesi, örnek verecek olursak bir Danimarka bir Hollanda vb. ülkeler gibi olsaydı o gencecik çocuklar vatani görevi tamamlayıp normal hayatlarına dönmek istemezler miydi acaba? Annelerine, ailelerine, belki sevgililerine, evlatlarına, evlerine. Ha keza ülkemiz ekonomik olarak çok güçlü olabilseydi adı savaş bile olmayan bu savaşlar da yaşanmazdı belki.
1984-2024. Yani tam tamına 40 sene. Şanlı Türk ordusu nasıl olur da 40 senede bölücü bir terör örgütünü dağıtamaz, un ufak edemez, faaliyetlerini bitiremez? Ben anlayamıyorum. Ve acaba diyorum karar vericiler liyakatsiz insanlar mı acaba? Ki doğru zamanlarda doğru kararlar alınamıyor. Daha da vahim olan seçenek ise şu, acaba bilerek yapılan bazı hamilelerin sonuçları mı bunca şehit?
Haberlerde, sosyal medyalarınızda hepiniz görmüş olmalısınız 12 şehidimizin şehit edildiği 'baraka'yı.
Dış siyasetimiz yeterince başarılı olsaydı, kimlerle hangi olaylarda ne mesafede olmamız gerektiğini doğru tespit edip uygulayabilseydik, acaba yine de bu gibi olayları sürekli yaşar mıydık? Ya da mesela sınır güvenliğimiz yeterince iyi mi? Oradan geçmeye çalışan teröristleri tespit edip, sınırımızı hakkıyla koruyabilir muyuz? Yoksa ülkemizden toplanıp yine aynı sınırlardan kaçırılan kuştan(gerçek kuşlardan bahsediyorum, kafeslerle yüzlercesinin yurt dışına kaçırıldığı kuşlardan) bile haberimiz yok mu?
Tarihimiz boyunca içeride de dışarıda da düşmanlarımız vardı her zaman da olacaktır. Her Türk asker doğar ve kadını da erkeği de vatan müdafaası için asla savaşmaktan çekinmez. Ancak, siyaseten, ekonomik olarak, komşularla ve komşu olmayanlarla yaşadığımız ilişkilerde ‘van minütten’ ileriye gidememişsek bir durup düşünmemiz lazım. Bugüne kadar neyi yanlış yaptık da bitiremedik gencecik fidanlarımızı şehit vermeyi. Ve tam olarak ne için veriliyor bu savaş? Birilerinin cepleri boşalmasın, rahatları bozulmasın diye mi?
Artık ocaklar sönmesin, analar ağlamasın söyleminden biraz daha ileriye gitmemiz gerekiyor. 6 Şubat dolayısıyla kötü başladığımız 2023’ü şehitlerimizden gelen haberlerle kötü bitiriyoruz. Dilerim 2024, içerisinde barındırdığı güzelliklerle karşılar bizleri ve 2023’te yaşadığımız kötü anıları bir nebze de olsa siler hafızalarımızdan.