Kayserispor, ligde 10 haftadır galibiyet yüzü göremeyen tek takım olarak tarihe geçmenin eşiğinde. Üstelik bu tablo sadece istatistik değil; camianın sabrını zorlayan, psikolojik kırılma eşiğine getiren ciddi bir sürecin habercisi. Karagümrük deplasmanında alınan 2-2’lik skor, kâğıt üzerinde “puan” hanesine yazıldı ama “güven” hanesinde yeni bir eksiklik daha oluştu.
İkinci Yarıdaki Karakter: Kazanma Arzusu Var
Radomir Djalovic'in maç sonrası yaptığı değerlendirme önemliydi. Özellikle ikinci yarıda ortaya koyulan reaksiyon, takımın halen mücadele arzusu taşıdığını gösteriyor. German Onugkha’nın attığı iki gol, doğru kurgulandığında bu takımın hücumda etkili olabileceğini kanıtladı. Fakat futbolda sadece iyi bir yarı oynamak yetmez; 90 dakikanın her anında aynı ciddiyetle sahada olmak gerekir.
İlk Yarı Alarm Zili Gibi
İlk yarıda ortaya konan futbol ise Kayserispor’un sadece rakibine değil, kendi kaderine de yenildiğini işaret ediyordu. Hafta içi çalışılan hiçbir şeyin sahaya yansımaması, teknik ekibin planları ile oyuncuların uygulaması arasında kopukluk olduğunu gösteriyor. Üstelik 10 maçtır kazanamayan bir takımın hâlâ ilk yarılarda oyuna düşük konsantrasyonla başlaması kabul edilemez.
Mental Yorgunluk Mi, Plan Eksikliği Mi?
Djalovic, “10 maçtır kazanamayan bir takım var, bu da mental olarak bazı zorlukları ortaya çıkarıyor” diyor. Haklı. Ancak bu mental kırılmayı gidermek de teknik ekibin görevidir. Eğer bir takım oyunun belirli dakikalarında sahada var, diğer dakikalarında yok oluyorsa burada yalnızca oyuncuya değil, sistemi kuran hocaya da ayna tutulmalıdır.
Çocukça Gol, Çocukça Hatalar
Teknik direktörün “Yediğimiz gol çok çocukçaydı” ifadesi aslında gerçeği özetliyor. Ama unutmayalım ki “çocukça hatalar” yapanlar oyuncularsa, bu hataları tekrar tekrar önleyemeyen de teknik ekip ve yönetimdir. Bu söz, bir isyan değil, bir uyarıdır. Aynı zamanda sorumluluk üstlenmeyi de gerektirir.
Taraftara Mesaj: Sırt Dönmek Değil, Sahip Çıkmak Gerek
Evet, taraftar haklı olarak tepkili. Fakat dün ikinci yarıdaki mücadele gösterdi ki, bu takımın ayağa kalkması için hâlâ bir enerji var. Bu enerji doğru yönetilirse Kayserispor sadece ligde kalmakla kalmaz, yeniden eski günlerine dönebilir. Ancak sabır da sonsuz değildir. Tribünler sırtını döndüğünde değil, takımın elinden tutup kaldırdığında tarih yazılır.
Sonuç Olarak
Kayserispor’un problemi sadece skor değil, süreklilik ve özgüvendir. Bu takım kazanmayı unutmuş olabilir ama kazanmaya yeniden başlayabilir. Bunun için:
-
Teknik ekip stratejisini netleştirmeli,
-
Yönetim acil durum refleksiyle transfer ve motivasyon sürecini hızlandırmalı,
-
Taraftar ise eleştirisini ortaya koyarken desteğini esirgememeli.
Bu hikâyenin sonunu belirleyecek olan, “10 maçtır kazanamayan takım” ifadesi değil, “11. maçta kazanan takım” cümlesi olmalıdır. Kayserispor hâlâ bunu yazabilecek güce sahip. Yeter ki herkes kendi sorumluluğunu bilsin ve mücadeleden vazgeçmesin.
Yorumlar
Kalan Karakter: