Gazze’de bugün duyurulan ateşkes anlaşması, umudun kırıntılarını yeniden filizlendiriyor. İnsanlık acılarla sınandığı bu topraklarda, kanın durması ve sivillerin bir nebze olsun nefes alması anlamlıdır; ancak bu barış çağrısı kolay kazanılmış bir zafer değildir.
Son günlerde hâkim olan çatışma ortamı, Gazze Şeridi’nde yaşayan masumları ölümle yüz yüze bırakmıştı. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar — kimse bu savaşta yabancı değildi. Şehirler enkaza döndü, hastaneler, elektrik ve su altyapısı felç oldu. Ateşkesle birlikte, bu felakete dair hikâyeler henüz sona ermedi, ama artık bir “dur” demek imkânı doğdu.
Ne var ki, daha önce de birçok defa ateşkes ilan edilmişti — fakat hiçbiri kalıcı olamadı. Her seferinde umutlar tazelendi, ardından yeni saldırılar başladı. Bu yüzden, bugünkü ateşkesin anlamlı olabilmesi için “kalıcı” olması şart. Gerçek barış, sadece silahların susmasıyla değil; adaletin, hesaplaşmanın ve yeniden inşa iradesinin var olmasıyla mümkündür.
Ateşkesi destekleyen aktörlerden Türkiye, Katar, Mısır ve ABD göze çarpıyor. Bu ülkeler diplomatik zemini kurmakla kalmadı; aynı zamanda anlaşmanın yürürlüğe girmesi ve korunması süreçlerinde de sorumluluk taşıyor. Ancak garantör olmak, sadece imza atmakla bitmez; sürekli baskı, takip ve denetim demektir.
Filistinli tarafların beklentileri de yüksek: Esir değişimi, işgal güçlerinin çekilmesi, insani yardımların serbest geçişi. Bu vaatlerin tutulması, taraflar arasında güven unsurunun yeniden tesis edilmesi açısından hayati önem taşıyor.
Kalıcı barış mümkün mü?
Geçmiş deneyimler gösterdi ki, benzer ateşkesler kısa ömürlü oldu ve çatışmalar yeniden patladı. Bu defa durum farklı mı olacak? Potansiyel tehlikelerin farkında olmalıyız:
İhlal riski: Taraflardan birinin yaptığı taahhütleri çiğneme ihtimali.
Dayanılmaz koşullar: Gazze halkı büyük bir yıkımın içinden geliyor; altyapı çökmüş, sağlık sistemi darmadağın.
Bölgesel dengeler: Ortadoğu’da güç oyunları, bu barışı sabote edebilir.
İrade eksikliği: Uzun süreli barış için hem taraflarda hem garantörlerde samimiyet ve kararlılık şart.
Yine de umut, tamamen gözden çıkarılmamalıdır. Silahlar susarsa; çocuklar sokaklara çıkarsa, okullarda dersler yeniden başlarsa; barış yeniden mümkün görünebilir.
Bir çağrı
Bugün Gazze’de ateşkes ilan edildi. Ne var ki bu, bir son değil, bir başlangıç çizgisidir. Şimdi yapılması gereken, bu ateşkesi korumak; her ihlali anında gündeme taşımak ve kalıcı barışı inşa edecek adımları atmaktır.
Gazze halkı artık daha fazla yıkıma, daha fazla acıya tahammül edemeyecek kadar yoruldu. Uluslararası toplum, bölge ülkeleri ve taraflar, tarihin bu dönemecinde sorumluluklarını hissetmeli, bu ateşkesin sadece bir ara durak değil, barışa açılan bir kapı olduğunu göstermelidir.
Barış, silahsızlanmış cumaları, çocukların gülüşlerini, evlerine dönebilen aileleri beraberinde getirir. Eğer bugün verilen sözler tutulursa, Gazze artık yeniden dirilebilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: