Yorgun Bir Nesil mi, Umutlu Bir Gelecek mi?

Bugün gençlere baktığımda, yüzlerinde birbirine zıt iki duygu görüyorum: Umut ve yorgunluk. Bu ikisi, yan yana durması zor hislerdir ama bizim gençlerimizin ruh halini tam da bu iki kelime özetliyor.

Bir yanda geleceğe dair hayaller var: Dünyayı gezmek, kendi işini kurmak, sesini duyurmak, özgürce yaşamak… Diğer yanda bitmeyen sınavlar, işsizlik kaygısı, geçim derdi ve sistemin dayattığı zorluklar. Daha üniversiteye adım atmadan sınav maratonlarıyla yıpranıyorlar. Üniversiteyi bitirince de “iş bulabilecek miyim?” sorusu peşlerini bırakmıyor.

Gençler sadece eğitim ya da iş kaygısıyla değil, değer görmeme duygusuyla da mücadele ediyor. Çoğu zaman büyükler tarafından “sabırsız, hevesli, kolaycı” gibi etiketlerle tanımlanıyorlar. Oysa biz onların dünyasını anlamakta geç kalıyoruz. Çünkü gençlik, sadece bugünün değil, yarının da dili. Onların hissettikleri, kurdukları hayaller, toplumun geleceğini şekillendirecek.

Soruyorum: Biz bu gençlere güveniyor muyuz? Onların fikirlerine değer veriyor muyuz? Yoksa sadece öğüt verip, hatalarını sıralamakla mı yetiniyoruz?

Gençlik, bir ülkenin en büyük enerjisi, en büyük sermayesidir. Ama bu enerjiyi baskıyla, yok saymayla, küçümsemeyle tüketirsek geriye yorgun ve umutsuz bir nesil kalır. Oysa bu enerjiyi doğru yönlendirirsek, gençlere güven verirsek, fikirlerini hayata geçirecek alanlar açarsak işte o zaman geleceğimizin ne kadar parlak olabileceğini göreceğiz.

Bugün sokaktaki genç, sadece telefonuna bakan, sosyal medyada zaman geçiren biri değil. Aksine, sosyal medyayı fikir üretmek, sesini duyurmak, adalet aramak için kullanan bir nesil var. Onlar sorguluyor, eleştiriyor, değişim istiyor. Bunu görmek ve ciddiye almak zorundayız.

Unutmayalım: Gelecek, gençlere bıraktığımız bir miras değildir. Gelecek, gençlerle birlikte inşa ettiğimiz bir ortaklıktır. Eğer onları dinlemezsek, onlarla yürümeyi reddedersek, yarınımızı da kaybederiz. Ama onların enerjisini, cesaretini, hayallerini sahiplenirsek; işte o zaman bu topraklarda yorgun bir nesil değil, umutlu bir gelecek görürüz.

Sevgiyle...