Yahudilerle, “Persler-Farslar-İranlılar-Acemler” arasında yaklaşık 2550 yıllık bir ilişki süreci söz konusudur. Tarih ve coğrafya bu iki toplumu “kader birliğine” zorlamıştır. MÖ 607’de Babil orduları Yeruşalim’i yerle bir etmiş ve kurtulan Yahudilerin çoğunu sürgüne götürmüştü. Yahudilerin 70 yıllık Babil sürgünü işte böyle başlamıştı. Dünya’nın en iyi savunmasına sahip Babil şehri, etrafında nehir suyunun aktığı hendeklerin olduğu Babil, Persler tarafından MÖ 539’da işgal edilmiş ve Yahudiler 70 yıl sonra yeniden özgürlüğüne kavuşmuş. Persler-Farslar, Yahudilere kaybettikleri topraklarını geri verdiler ve yeniden devletlerini kurmalarını sağladılar. Tanrı’nın Yahudilere vadettiği topraklar (Arzı Mevud) Pers Kralı Kyros (Koreş) yeniden Yahudilere verildi. Ve yıkılan Mabetleri de yine Pers Kralı Kyros (Koreş) tarafından yeniden inşa edildi.
Dini inançlarına göre geleceğini belirleyen Yahudi toplumu için ne kadar olağanüstü değil mi?
Biraz da günümüze dönelim.
Başbakan Netanyahu, 6 Mart’ta İtalya’ya ve 25 Mart’ta İngiltere’ye yapacağı resmi ziyaretleri gerçekleştiremedi.
İsrail’e ait Boeing 777 tipi uçakları kullanan pilotlar, yargı reformu nedeniyle kızgın oldukları Başbakan’ı taşımak istemediler.
5 Mart günü İsrail Hava Kuvvetleri’ne bağlı Çekiç Filosu’nda görev yapan 37 yedek pilot yargı reformunu protesto etmek için eğitim uçuşlarına katılmayacaklarını açıkladılar. 37 pilotun başlattığı protesto haziran sonunda 110 pilotla devam etti. Temmuz ve ağustos aylarında diğer birliklere bağlı yedek askerler de her yıl yapılan eğitimlere katılmama kararı aldılar.
ABD medyası, nisanda, Mossad ajanlarının da yargı reformu protestolarına katıldığı yönünde haberler verdi, Netanyahu’nun ofisi hemen haberleri yalanladı.
Temmuz başında, uluslararası ajanslarda Tel Aviv’deki gösterilere katılan eski Mossad ajanlarıyla yapılan röportajlar yayımlanmaya başladı.
Aynı dönemde Herzilya şehrindeki gösteriler sırasında uluslararası bir haber ajansına konuşan Amir isimli eski Mossad yöneticisi, “yargı reformu” nedeniyle istihbarat servisine sağladığı danışmanlık hizmetini askıya aldığını söyledi. Muhabir geçtiği haberde, Amir’in telefonunda, erken emekli olmayı düşündüğünü söyleyen Mossad ajanlarının WhatsApp yazışmalarını gördüğünü de belirtti.
İsrail’in durumu silahlı kuvvetleri ve istihbarat servisi siyasi bölünmüşlük yaşayan bir ülkenin başına gelebilecekler açısından ibretlik bir hikâye.
Geleneksel olarak İran’ın Dünyada ki müslümanları ilgilendiren konularda ki tutumu aslında son derece belli. Ahmedinecad’ın Amerikanın Afganistanı işgal etmesine nasıl yardımcı olduklarını ifade etmesi Irak iran savaşında Saddama Karşı Amerikanın İranı örtülü olarak desteklemesi Yine Amerikanın Irak işgalinde iran tarafından istihbarat açısından nasıl desteklendiği en son Zengezur Koridoru’nun yeniden açılmasının gündeme gelmesinden beri çeşitli platformlarda yaptıkları açıklamalarda tepkilerini Devletin en tepesindeki isim olan Devrim Rehberi Ali Hamenei, “İran’ın, Ermenistan ile İran arasındaki sınırın kapatılmasına yol açacak hiçbir plan veya yaklaşıma müsamaha göstermeyeceğini” dile getirmesi Bu hassas konulara nasıl baktığını göstere göstere ifade etti. Bunu yaparken de İran da yaşayan 50 milyona yakın Azerbaycan Türk nufusun da bu konuya bakış açısını belli ki hesaplayamadı. Cenup Azerbaycan da tırmanan milliyetçilik Tebriz’in Traxtor isimli Türk Futbol Takımının 80 bin kişilik stadyumun da ‘Baku Tebriz Ankara Biz hara Farslara hara’ sloganlarıyla yeri göğü inletti.
Her iki ülke de kendi içlerinde farklı sıkıntılar ile uğraşırken Gazze meselesi ile birleştirdiğimizde Kendi iç dinamiklerini nasıl sakinleştirdiği de açıkken Bu Savaşın kazananı Netanyahu ve İran olduğu kaybedeni de yine binlerce müslüman olmasıdır.
ABD dışişleri bakanı Pompeo İsrail’de bir anma günündedir. Kraliçe Ester’in Yahudileri esaretten kurtardığı “Burim Bayramında” yapılan kutlamadadır Pompeo. Yahudi olan ancak Pers-Fars kralı ile evli olan kraliçe Ester’in Yahudileri yok edilmekten kurtardığı gün ile ilgili konuşurken Pompeo bir cümle sarf eder. “Trump Tanrı tarafından Yahudileri korumakla görevlendirildi” deyiverir. Bu son derece normal. Zaten Trump bu işle meşgul.
Enteresan olan İran dışişleri bakanı Cevat Zarif’in verdiği cevaptır. Zarif şöyle der:
“Tarihte İran en az üç defa Yahudileri yok olmaktan kurtardı. Babil esaretinden Yahudileri kurtaran ve Birinci Mabedi yenileyen ve tamir eden Pers-Fars kralı Büyük Kyros (Koreş) olmuş. Zarif devam ediyor: “Yahudileri ikinci kez kurtaran da yine Pers-Fars kralı I. Serhas veya Kserkses olmuş”. Zarif durmuyor: “İkinci Dünya savaşında da onları gaz odalarından kurtaran yine İranlılar olmuş.”
Yahudileri ne kadar sevdiklerini ve onlara aslında ne kadar önem verdiklerini açıklıyor.
Zarif, 2014 yılında Yahudi soykırımını açıkça tanıyan Pers-Fars dışişleri bakanıdır.
Değerlendirme size ait olsun.
Yahudilerle Persler tarihte hiç savaşmadılar. Bunu da yazın bir yere.
Hristiyan dünyasının, Kudüs’ü fethe dönük haçlı seferlerinde İran’ın Müslümanları değil Hristiyanları desteklediğini görüyoruz.
Çok sürprizlerle karşılaşacağımızı düşünüyorum.
Hiçbir şey göründüğü gibi olmayabilir. Bakmayın siz propagandalara.
farklı bir yazı ancak iranın israil ile savaşmayacağını yazmak garip geldi
Dehşet bir yazı i