Türkiye’nin sağlık sistemine kara bir leke gibi düşen “Milyonluk Reçete Skandalı” her geçen gün büyüyor. Gastepress olarak kamuoyuna sunduğumuz belgeler, ihbarlar ve mağdur anlatımlarıyla bu skandalın ne kadar derin ve organize olduğunu adım adım ortaya koyuyoruz.
Ve açık söylüyorum: Bu sadece bir haber değil; bu bir gazetecilik mücadelesidir. Aynı zamanda kamu adına yapılmış bir suç duyurusudur.
Biz Sadece Olanı Yazdık – Belgelerle!
Haberimizde adı geçen beş eczaneden yalnızca bir tanesi, yayınlanan içerikle ilgili olarak mahkeme kararıyla tekzip talebinde bulundu. Elbette biz de gazetecilik sorumluluğumuz gereği bu tekzip kararını yayınladık.
Ancak şunu bir kez daha, net biçimde ifade ediyorum:
Gastepress olarak hiçbir eczaneyi doğrudan suçlamadık.
Yalnızca mağdurların beyanları ve elimizdeki resmi belgeler doğrultusunda, hangi eczanelerden ilaç temin edildiğini, bu reçetelerin mağdur kişilerin bilgisi olmadan oluşturulmuş olabileceği iddialarını kamuoyuyla paylaştık.
Bu bilgi kamu yararınadır, doğrudur ve belgelidir.
Ve çok önemli bir noktayı tekrar vurgulamak istiyorum:
Biz bu reçetelerin sahte olduğunu söylemiyoruz.
Öyle bir sistem kurulmuş ki, reçeteler gerçek, sistemde görünüyor, SGK kayıtlarında yer alıyor. Ama asıl sorun şu:
Bu reçetelerin yazıldığı kişiler, yani “reçete sahipleri”, bundan tamamen habersiz.
Durum bu kadar açıkken, şu sorunun yanıtını kim verecek:
Eczaneler, reçetede adı geçen kişiye gerçekten ilacın teslim edildiğini nasıl teyit ediyor?
Sistemdeki bir onay ya da TC numarası yeterli mi?
Kimlik kontrolü yapılmadan bu ilaçlar nasıl teslim ediliyor?
Ve bu noktada işin bir başka boyutu daha var:
Eczane kalfaları bu işin neresinde duruyor?
Çoğu reçeteyi teslim eden, işlemleri gerçekleştiren kişiler kalfalar.
Peki onlar gelen kişiyi nasıl tanıyor?
Gerçek hasta mı, değil mi? Kimlik kontrolü gerçekten yapılıyor mu?
Yoksa sistemin onay verdiği her işlem sorgusuzca uygulanıyor mu?
Eğer bu zincirde bir boşluk varsa — ki iddialar bunu gösteriyor — burada sadece doktorları ya da sistemi konuşmak yetmez.
Eczaneler ve kalfalar da bu düzenin uygulayıcı ayağında nereye düştüklerini netleştirmelidir.
Susmayacağız, Üstünü Örttürmeyeceğiz
Tekzip talebi elbette hukuki bir haktır. Ama bu talep, olayın esasına dair elimizdeki belgeleri geçersiz kılmaz. Çünkü biz iftira atmadık, isimleri keyfi sıralamadık, herhangi bir kurumu hedef göstermedik. Gastepress yalnızca şu soruları gündeme taşıdı:
-
Vatandaşların bilgisi olmadan adlarına nasıl reçete düzenleniyor?
-
Bu reçeteler hangi eczanelerden temin ediliyor?
-
Bu işlemler kamuya ne kadar zarara yol açtı?
-
Sorumlular nerede ve kurumlar bu düzenin neresinde?
Bu sorular cevapsız kaldıkça, biz daha da yüksek sesle sormaya devam edeceğiz.
Belgeler Konuşuyor, Biz Yazıyoruz
Cafer Bıyıklı örneği yalnızca bir tanesi. Adına defalarca reçete düzenlenen, ama bu reçetelerden haberi bile olmayan yüzlerce insan olduğu yönünde elimizde ciddi ihbarlar ve belgeler var. Özellikle ciddi hastalıklar için kullanılan pahalı ilaçların tedarik süreçlerinde dönüp dolaşan bu usulsüzlükler, artık bireysel vaka olmaktan çıkıp sistematik bir yapının varlığına işaret ediyor.
Ve biz şunu gördük: Her haberden sonra yeni belgeler geliyor, yeni mağdurlar konuşuyor. O yüzden buradan bir kez daha ilan ediyorum:
Bu daha başlangıç. Gerçeklerin üzerini örtemeyecekler.
Bu Skandalın Peşini Bırakmayacağım
Ben bir gazeteci olarak buradayım.
Tekziplerle, baskılarla, itibar oyunlarıyla bu dosyayı kapatabileceklerini sananlara sesleniyorum: Yanılıyorsunuz.
Biz belgelerle konuşuyoruz. Hiçbir kişiyi ya da kurumu hedef göstermedik ama kamuoyunun bilme hakkını sonuna kadar savunduk. Bu işin sonunda kim sorumluysa, hangi kurum ihmalkâr davrandıysa, ortaya çıkacak.
Ve biz, Gastepress olarak, bu skandal tamamen aydınlanana kadar bu işin peşini bırakmayacağız.
İster rahatsız olun, ister dava açın, ister tehdit edin.
Gerçekler sizi rahatsız ediyorsa, sorun bizde değil sizde.
Adaletin olmadığı yerde gazetecilik susamaz. Susmayacağız.
Bu mücadele halk adına bir mücadeledir. Kimliğini bilmeden adına işlem yapılan her vatandaş adına buradayız. Her gün yeni belgelerle bu düzenin maskesini düşürmeye devam edeceğiz.
Çünkü bu iş, sadece bir haber değil. Bu iş, bir vicdan meselesidir.
Yorumlar
Kalan Karakter: