Yıllardır yazıyoruz.
Yıllardır söylüyoruz.
Yıllardır uyarıyoruz.
Kayseri Şeker’de borç var dedik, “yok” dediniz.
Yanlış harcamalar var dedik, “iftira” dediniz.
Lüks yaşam, savurganlık, şatafat var dedik, “bizden nemalanamadıkları için yazıyorlar” dediniz.
Bugün ne oldu?
Bugün Kayseri Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanı Hüseyin Akay çıktı ve dedi ki:
“Evet borç var… ama bu bizim başarısızlığımız değil.”
İşte tam da burası ibretliktir.
Sayın Akay,
Borcu yıllardır inkâr ettiniz,
Bugün ikrar ediyorsunuz.
Bu bir adımdır, kabul…
Ama arkasına sığınılan bahane, yıllardır yazdıklarımızı harfi harfine doğruluyor.
Şimdi soralım:
Bu borç kendiliğinden mi oluştu?
Faiz gökten mi yağdı?
Zarar tesadüfen mi yazıldı?
Madem bu yönetimin suçu değil,
— Piyasa değerinin yüzde 50 fazlasına alınan düveleri kim aldı?
— O düvelerin bedelini çiftçi mi ödedi?
— Piyasa araştırması yapılmadan, akıl ve mantık bir kenara bırakılarak yapılan bu alımlar da mı “sektörel sorun”?
Madem borç var diyorsunuz,
Bu yıl yapılması planlanan Kıbrıs tatilini de iptal edecek misiniz?
Yoksa “borç var ama biz yine gideriz” mi diyeceksiniz?
Borçtan, faizden, zarardan bahsederken;
Kıbrıs’ta tatil,
Avrupa’da seyahat,
yüksek harcırahlar devam mı edecek?
“Personeli motive etmek” adına,
Avrupa ülkelerine yapılan seyahatler sürerken,
O harcırahları alanlar gerçekten cebinden mi harcıyor,
Yoksa faturayı yine çiftçi mi ödüyor?
Şimdi bir kez daha soralım:
Bu borç kendiliğinden mi büyüdü?
Bu saltanat kendi kendine mi oluştu?
Kıbrıs seyahatlerinin faturalarını kim ödedi Sayın Akay?
Lüks otellerdeki konaklamaları kim finanse etti?
Mercedes S500’ler çiftçinin tarlasından mı çıktı?
Bu ihtişam, bu gösteriş, bu konfor hangi parayla sürdürüldü?
Sabahın köründe pancar tarlasına giren,
Mazotla, gübreyle, borçla boğuşan çiftçi mi yaptı bunları?
Siz diyorsunuz ki:
“Satış yoksa kâr olmaz.”
Doğru.
Ama satış yokken harcama neden vardı?
Gelir düşerken lüks neden devam etti?
Şirket zarar ederken tasarruf neden akla gelmedi?
Bakın, mesele sadece borç değil.
Mesele yönetim anlayışı.
Şeffaflıktan bahsediyorsunuz ama yıllardır borç diyenleri susturmaya çalıştınız.
Bugün aynı borcu siz kabul edince mi gerçek oldu?
Dün “yalan” dediğinize bugün “var ama bizim suçumuz değil” demek,
siyaseten de, vicdanen de inandırıcı değil.
“Tevekkül edeceğiz” diyorsunuz.
Tevekkül, hesap vermemenin bahanesi değildir.
Tevekkül, yanlış yönetimin üstünü örten bir kavram hiç değildir.
Bu şirket halka açık.
Bu şirket çiftçinin alın teriyle ayakta.
Bu borcun her kuruşu, çiftçinin sırtına yüktür.
Bugün gelinen noktada şunu net söyleyelim:
— Kayseri Şeker borç batağındaysa,
— Faiz şirketi boğuyorsa,
— Zarar artık inkâr edilemiyorsa,
Bunun adı “sektörel sorun” deyip geçilecek bir tablo değildir.
Bunun adı yönetim zaafıdır.
O yüzden Sayın Akay,
Borcu kabul etmeniz güzel.
İkrar etmeniz yerinde.
Ama hâlâ Kıbrıs tatili düşünülüyorsa,
Hâlâ Avrupa seyahatleri sürüyorsa,
Hâlâ piyasanın yüzde 50 üstüne alımlar yapılıyorsa,
Kusura bakmayın…
Bu tabloya kimse “biz yapmadık” masalını yutturamaz.
Biz yıllardır doğruyu yazdık.
Siz yıllardır reddettiniz.
Bugün sadece şunu söyleyeyim:
Ben kızgın değilim…
Gülüyorum.
Çünkü sonunda,
hakikat yine kazandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: