Siyasi hareketler yalnızca seçim dönemlerinde değil, seçimlerin bittiği günün sabahında da kendini belli eder. Hatta gerçek dava adamlarını, tam da o sabah tanırız. Makamlar dağıtıldıktan, listeler açıklandıktan sonra hâlâ koşturan, hâlâ inanan ve hâlâ çalışan insanlar, partilerin ve davaların taşıyıcı kolonlarıdır. İşte Kayseri’de bu kolonlardan biri: Deniz Çağan.
AK Parti Kayseri 28. Dönem Milletvekili Adayı olan Deniz Çağan, seçim sonuçları ne olursa olsun davasına küsmeyen, küfre sığınmayan nadir isimlerden biri. Ve geçtiğimiz günlerde ev sahipliğini yaptığı “Ahde Vefa” programı, siyasi hafızamızda yer etmesi gereken bir örnek olarak karşımızda duruyor.
Bir Teşekkür Değil, Bir Hatırlatma
Program; yalnızca bir davet, bir akşam yemeği ya da bir hatıra fotoğrafı değildi. Bu program, AK Parti teşkilatlarında belki de ilk kez bir milletvekili adayı tarafından seçim dışında düzenlenen, bu denli kapsamlı ve samimi bir buluşmaydı. İl Başkanı’ndan ilçe başkanlarına, geçmiş dönem yöneticilerden bugünün aktif isimlerine kadar birçok kişinin bir araya geldiği bu buluşma, siyasetin en çok ihtiyaç duyduğu şeyi hatırlattı: Vefa.
Deniz Çağan bu vefayı sadece sözde değil, fiilen ortaya koydu. Katılım gösterenlerin çeşitliliği, programın samimiyeti ve verilen mesajlar; bunun bir “gösteri” değil, bir “gönül işi” olduğunu açıkça ortaya koydu.
Görev Beklemeden, Görev Alanlardan
“Görev istenmez, verilir” anlayışıyla hareket eden Deniz Çağan, seçimde 10. sırada yer almasına rağmen 1. sıra gibi çalışan, listede değilmişçesine sahada olan bir isimdi. Bu duruş, makam peşinde koşmayan, idealleri uğruna koşan bir siyasetçinin duruşudur. Böylesi siyasetçiler; makam değil, misyon sahibidir.
Bugünlerde birçok partide “makam odaklı siyaset” anlayışı hâkimken, Deniz Çağan’ın “vazife odaklı” anlayışı, sadece AK Parti’ye değil, siyasetin geneline örnek olmalıdır.
Siyasi Değil, İnsani Bir Davranış
Bu buluşma, seçim yatırımı değil, insanî bir refleksin sonucuydu. Zira takvim seçim değil. Oysa biz bu tür programlara genellikle aday adaylıkları açıklandığında, listeler şekillenmeye başladığında şahit oluruz. Tam aksine Çağan, seçimin bitiminden aylar sonra, görevi ya da resmi unvanı olmamasına rağmen; “Ben buradayım ve hâlâ bu davanın neferiyim” demeyi tercih etti.
Medya, Teşkilat, Saha… Üç Koldan Dava Adamlığı
Deniz Çağan yalnızca bir siyasetçi değil. Kayseri Yozgatlılar Federasyonu Genel Başkanı, Kanal 38 TV Genel Müdürü ve aynı zamanda teşkilatın içinden gelen bir gazeteci. Bu üç kimliğini de bir kenara koymadan, ama hiçbirini öne çıkarmadan; mütevazı ve yapıcı bir şekilde yürümeyi sürdürüyor. Gündem oluşturmak için değil, gündemi doğruya yönlendirmek için çalışıyor. Özellikle medya alanındaki etkisi, AK Parti’nin Kayseri’deki politikalarının daha doğru anlatılması açısından stratejik bir öneme sahip.
Kayseri’nin Siyasi Hafızası
Bugün Deniz Çağan’a sadece “aday” demek, eksik olur. O aynı zamanda bir hafıza. Teşkilatın geçmişini bilen, sahayı soluyan, partinin dilini konuşan biri. Kırgınlıkların, küskünlüklerin çözüldüğü; istişarenin yeniden hayata geçtiği bu “Ahde Vefa” programı, bunun ispatı oldu.
Bu anlamda Kayseri’de, partinin kırılma yaşadığı bir dönemde bu tarz gönüllü buluşmalar, yeniden dirilişin işareti olabilir. Ve bu çıkışların artması, hem yerel teşkilatlar hem de genel merkez açısından dikkate alınmalı.
Son Söz: Her İl, Bir Deniz Çağan Kazanmalı
Bugün Kayseri’de gördüğümüz bu tablo, yalnızca bir şehirde değil; Türkiye genelinde örnek alınmalı. Seçim takviminden bağımsız, menfaatten uzak, gönül birlikteliğiyle yapılan her adım; partilerin ömrünü uzatır, teşkilatın ruhunu tazeler.
Her ilde, Deniz Çağan gibi makam beklemeyen ama sorumluluk almaktan çekinmeyen, yük alan, yük olmayan isimler öne çıkmalı. Partiler, bu tarz gönüllü kahramanları yeniden keşfetmeli. Unvanla değil, duruşla liderlik edenlere bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.
Kalın Sağlıcakla...
Yorumlar
Kalan Karakter: