Ersoy’un Meclis’te sorduğu bu soru, sadece bir cümle değil; Türkiye’de sporun, eğitimin ve gençliğin geldiği noktayı özetleyen çarpıcı bir tablo.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi görüşülürken MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy’un sözleri, spor kamuoyunun görmezden geldiği büyük bir sorunu yeniden gündeme taşıdı.
Yasa dışı bahis, sporcu eğitimi, tribün kültürü… Hepsi birbiriyle bağlantılı zincirin halkaları. Ancak Ersoy’un bir cümlesi, tüm tabloyu özetliyor:
“16 yaşındaki bir çocuk bu sitelere TC kimlik numarasını verip nasıl üye olabiliyor?”
Eğitim Verilmeyen Sporcu, Bilinçsiz Yetişiyor
Ersoy’un üzerinde durduğu temel sorun, sporcuların profesyonel hayata geçmeden önce yeterli eğitimden geçmemesi.
“Bu 1024 futbolcu bu işi nasıl yaptı? Bilinçli mi, bilinçsiz mi?” diye soran Ersoy, aslında futbolun sadece sahada değil, saha dışında da eğitime ihtiyaç duyduğunu hatırlatıyor.
Bugün genç bir futbolcu, menajerinin yönlendirmesiyle milyonluk kontrata imza atıyor ama bahis oynamanın, sözleşme maddesinin ya da profesyonel sorumluluğun ne anlama geldiğini bilmiyor.
Sorun tam da burada başlıyor. Eğitim eksikliği, hatayı doğuruyor; hatalar cezaya, cezalar ise yanlış algılara dönüşüyor.
“Hak Mahrumiyeti Şike Demek Değildir”
Ersoy’un konuşmasındaki bir diğer önemli tespit, spor kamuoyundaki algı çarpıklığıydı.
Bir sporcunun bahis oynadığı gerekçesiyle ceza alması, toplum nezdinde hemen “şike” olarak görülüyor.
Oysa Ersoy açıkça ifade etti:
“Hak mahrumiyeti cezası, bir sporcunun şike yaptığı anlamına gelmez.”
Bu söz, belki de Türk futbolunda son yıllarda en çok ihtiyaç duyulan cümlelerden biri. Çünkü adalet, bilgiyle başlar; bilgi ise doğru iletişimle yayılır.
Kayseri Örneği: ERVA ile Başlayan Doğru Model
Ersoy’un övgüyle bahsettiği Kayseri’deki “ERVA Spor Okulları” projesi, sporun doğru eğitimle buluştuğunda neler başarabileceğini gösteriyor.
8-17 yaş arası 16 bin sporcunun yer aldığı bu model, hem sporcu yetiştiriyor hem de karakter inşa ediyor.
Ersoy’un “Bu model Türkiye’ye örnek olmalı” vurgusu boşuna değil; çünkü eğitimle yoğrulan sporcu, sadece maç değil, hayat kazanıyor.
Tribün Kültürüne Yeni Bir Bakış
Ersoy’un “Tribün liderleriyle çalıştay” önerisi de dikkate değer. Türkiye’de yaklaşık 300 tribün liderinin, taraftar davranışlarını ve algıyı yönlendirdiğini hatırlatarak, bu kişilerle yapılacak bir çalıştayın futbolun sosyolojik yönünü anlamaya katkı sağlayacağını belirtiyor.
Bu, futbolun sadece skor değil, toplumsal bir olgu olduğunun altını çiziyor.
Sonuç: Bir Sorudan Fazlası
Baki Ersoy’un “16 yaşındaki çocuk nasıl üye olabiliyor?” sorusu, aslında bir çıkış değil, bir uyarı.
Bir ülkenin gençliği, kimlik doğrulama sisteminin zayıflığıyla, eğitim eksikliğinin boşluğunda kayboluyorsa, burada konuşmamız gereken yalnızca “bahis” değildir.
Bu mesele, sporun vicdanıdır.
Ersoy’un çağrısı da bu yüzden önemlidir:
“Sporu eğitimsiz, eğitimi sporsuz bırakmayın.”
Kalın Sağlıcakla...
Yorumlar
Kalan Karakter: