Kayseri Şeker Fabrikası, bu şehrin, bu ülkenin tarım-sanayi zincirindeki en önemli halkalarından biri. Yıllardır üreticinin umudu, sanayicinin güvencesi oldu. Ancak bugün geldiğimiz noktada, ne yazık ki bu güzide kurum; liyakatsiz yönetimler, yanlış finansal tercihler, israf ve şeffaflıktan uzak uygulamalarla içten içe çürümeye terk edilmiş durumda.
Bu konuları sadece bugünün meselesi olarak görmüyorum. Bu gidişatın faturası yarına, çocuklarımıza, toprağımıza kesilecek. İşte bu yüzden konuşmaya, yazmaya, anlatmaya devam ediyorum.
Lüksün Adı S500: Borç Batağında Gövde Gösterisi
Geçtiğimiz yıl söyledik: Sayın Hüseyin Akay için Mercedes S400 makam aracı alındı, kongre sonrası getirilecek dendi. Ne oldu? Kongre bitti, bu kez daha lüksü olan S500 Kayseri’ye getirildi. Bu araç Kayseri Şeker’in makam aracı olarak kullanılıyor.
Buradan açık açık soruyorum:
Kayseri’de hangi kamuya ait kurumda böyle bir makam aracı var?
Borç içindeki bir fabrikanın hangi “kasa”sından bu araç alındı?
Ve neden bu şehirde bir tane bile yönetici çıkıp da “Hayırdır?” demedi?
Neden kimse, hesabını veremeyeceği bu israfın peşine düşmedi?
Sayın Akay Diyor ki: ‘Borcumuz Var Ama Malımız da Var’
Kusura bakmayın ama bu açıklama artık kimseyi tatmin etmiyor. Çünkü mesele sadece borç değil. Mesele kurumun hangi vizyonla yönetildiği, önceliklerin ne olduğu ve bu kaynakların nasıl harcandığıdır.
Çiftçinin parasıyla bu lükse nasıl girersiniz?
Üretici zor şartlarda üretim yaparken, tarlasına gübreyi, ilacı borçla alırken, pancar parası aylarca beklerken; böylesine bir harcamayı hangi gerekçeyle, hangi vicdanla açıklayabilirsiniz?
Sözüm Tüm Siyasi Partilere ve Şehrin Yöneticilerine
Buradan çağrımdır:
İktidar partisi yetkililerine: Kayseri Şeker göz göre göre yıpratılıyor, bu sizin de sorumluluğunuz.
Muhalefet partilerine: Gerçek muhalefet sadece genel siyasette değil, yerelde de yapılır. Bu konuyu neden yeterince gündeme getirmiyorsunuz?
Bürokratlara, belediye başkanları ve oda yöneticilerine: Sizin göreviniz sadece protokollerde yer almak değil; bu şehrin değerlerine sahip çıkmak, kamu kaynaklarının hesabını sormaktır.
Çiftçilere: Bu kurum sizin alın terinizle ayakta durdu. Sessiz kalırsanız yarın size ses verecek bir kurum kalmayabilir.
Bu Sessizlik Bu Şehre Yakışmıyor
Bu kadar açık gerçeğe rağmen, bu şehirde yaprak kıpırdamıyorsa, gerçekten çok şey kaybediyoruz demektir. Çünkü Kayseri Şeker, sadece bir fabrika değil; bu şehrin tarım hafızasıdır, emeğin ve üretimin merkezidir.
Şimdi sormak lazım:
Siyasi hesaplar mı, kişisel menfaatler mi, yoksa korku mu bu sessizliği getiriyor?
Kalın sağlıcakla.
Yorumlar
Kalan Karakter: